Status

Flameking1's anime, manga, reviews, recommendations, blogs and lists at Anime-Planet
Anime-Planet.com - anime | manga | reviews

Tuesday, September 6, 2011

Claymore Manga

Mangaka: Norihiro Yagi

Kategori: Fantastik, Seinen
Tanıtım:
Claymore aylik jump SQ dergisinde yayınlanır ve şu ana kadar 118. sayıya ulaşmıştır. Claymore'un hikayesi ortaçağ'a benzer fantastik bir dünyada geçiyor, bu dünyada insanlar sık sık Yoma olarak bilinen şeytani yaratıkların saldırısına uğruyor, Yoma tehdidine karşı koymak için Organizasyon adlı örgüt kendi savaşçılarını gönderir, ancak bu savaşçılar da yoma-insan kırmasıdır. Bu savaşçılar hep kadın olur ve taşıdıkları kılıçlar yüzünden Claymore olarak bilinirler, gözleri de yaşadıkları değişimden gümüş rengini alır,  Claymore'lar da yoma enerjisini (Yoki) kullanabilmektedir ancak sınırı aştıklarında birer yoma'ya dönüşürler. Organizasyon ilk başta erkek Claymore'lar yaratmış ancak bunların değişmeye daha eğilimli olduğu için sadece kadın savaşçılar çıkarmaya başlamış.

Claymore'da ana karakterimiz Clare adında bir Claymore, gittiği bir köyde insanları bir yoma'dan kurtarır ve annesi ile babası bir yoma tarafından öldürülen Raki ile karşılaşır, Raki ile Clare birlikte seyahat etmeye başlarlar ama kader onları ayırır, Clare Raki'yi bulmaya yemin eder ve böylece macera başlar.

Kritik:
Claymore ilk başta biraz sıkıcı olsa da manga ilerledikçe okuması daha zevkli oluyor, hikayenin başında Clare'in geçmişine gidiyoruz ve Claymore olma kararının nedenini görüyoruz, flashback'i geçtiğimizde Claymore'ların Yoma'lar ile karşı karşıya geldiği çatışmalara tanıklık ediyoruz. Manganın okuyucunun ilgisini çektiği nokta ise uyanmış varlıkların ve organizasyonun asıl amaçlarının açıklandığında oluyor ve bundan sonra kesintisiz aksiyon başlıyor, bu sahneler gerçekten güzel çizilmiş okurken resmen kılıç koreografisini beynimizde canlandırabiliyoruz, lakin karakter çizimlerini biraz problemli buldum, özellikle Claymore'ların çoğu birbirine benziyor ve onları ayırt etmek kolay olmuyor. Hikaye savaşlara odaklandığı için karakterlerin gelişimi çok yavaş oluyor ayrıca Clare ve bazı uyanmış varlıklar dışında pek ilgi çekici karakter yok.En büyük sorun ise hikayenin hala devam etmesi ve serinin aylık olması, böylece geçmiş olaylar unutuluyor ve okuyucu seriden soğuyor. Benim tavsiyem serinin bitmesini bekleyip de okumak çünkü seinen türünü sevenler için Claymore birebir, ama yine de aksiyon dolu bir manga okumak isterseniz hiç düşünmeyin, Claymore'un tiryakisi olacaksınız.

Monday, August 1, 2011

Deadman Wonderland Anime & Manga Inceleme

Anime:
bölüm sayısı : 12
stüdyo : Manglobe
yönetmen :Hatsumi Kouichi
Puan 2/10
Manga:
yazar : Kataoka Jinsei
mangaka : Kazuma Kondou
şu ana kadar yayınlanan sayı : 47
Puan : 3/10

Konu:
Igarashi Ganta normal bir orta okul öğrencisidir ve bir gün bütün sınıf arkadaşlarının esrarengiz kırmızı adam'dan katledildiğini görür, katliam'dan hayatta kalan tek kişi ganta sahte bir kanıt yaratılarak suçlu bulunur ve deadman wonderland hapishanesine atılır. Özel bir hapishane olan DW diğer hapishanelerden farklıdır, DW'da mahkumlar hayatlarını devam ettirmek için tehlikeli oyunlara katılmak zorunda kalırlar, ayrıca gizemli bir güce sahip olan mahkumlar da bu hapishanede tutulur, peki bunların kırmızı adam ile ilgisi nedir ? ve ganta'nın geçmişi ne saklıyor ?

Anime Inceleme:
Özgün projelerde çok başarılı olan manglobe dw ile beni hayal kırıklığına uğrattı, gerçi manglobe'u suçlamak pek doğru olmaz çünkü mantık hataları ve kötü karakter gelişimi manga'dan kaynaklanıyor. Manglobe'u sorumlu bulduğum eksiklik ise o deadman wonderland'ın karanlık ve psikedelik atmosferini yansıtamaması, DW benim için pazar sabahları izlediğim neşeli bir anime idi. Şiddetli sahneler elbette sansürlendi, DVD versiyonları sansürsüz olabilir ancak DW tekrar izleyebileceğim bir anime değil. Ses aktörlerine gelince Ganta'nın konuşmasına aşırı derecede sinir oluyordum Romi Paku ile bir sorunum yok ancak sesi ganta'ya uymamış bence, şiro hakkında ise bu sene Kana Hanazawa'yı duymaktan bıktık. Animasyon vasattı, bir de anlamadığım bir nokta neden şiro ve dedesinin sahneleri o kadar karanlık idi, yaklaşık 1 dakika için sadece siyah vardı gibi o sahnelerde. Seri'nin müziğini fakir buldum, kritik anlarda hep aynı melodi çalıyordu gibi geldi bana. Anime'nin en olumlu öğesi ise açılışı, şarkı ve açılış videosu çok uyumlu. Senaryo eleştirisi manga incelemesinde mor renkli kısım spoiler.

Manga Inceleme (eleştiri)
Deadman Wonderland'da büyük bir problem var, bütün karakterler psikopat, sinir bozucu Ganta hariç diğerlerinin ruhsal sağlığı yerinde değil, Ganta'nın da geçmişten travmaları var ama bunları zihninden silmiş, nasıl başarmışsa anlamakta zorluk çekiyorum. Diğer karakterlere gelince paranoyak olmaları aldıkları saçma kararlar için mazaret olmuş gibi, kötü bir hikaye anlatımı. En büyük saçmalık bombası ise son 5-6 sayı'da patladı (spoiler) direniş sayesinde Tamaki ölür ve DW'da düzen yıkılır  tüm mahkumlar ve deadmanlar özgürlüğe ve yeni bir hayata başlama şansını bulur ama  DW'a gidip Hagire ve Wretched egg ile karşılaşmayı seçerler :(( :(( (spoiler) gerçekten bu mantığı kavramakta zorluk çekiyorum. Karakter çizimleri güzel olmuş ama dövüşleri pek beğenmedim, Deadman Wonderland ciddiye alınacak bir manga değil, fikir olarak iyi ama uygulanışı kötü.

Saturday, June 18, 2011

The Girl Who Leapt Through Time

Makotto erkek fatma olarak nitelendirebileceğimiz lise öğrencisi genç bir kızdır. Boş zamanında erkek arkadaşları Çiaki ve Kousuke ile baseball oynayarak geçirir, derslerle arası pek iyi değildir ve sabahları yataktan kalkmaya zorlanır. Ancak bir gün Makotto zamanda sıçrama yapma yeteneğine kavuşur ve bütün hayatı değişir, artık sabahları istediği kadar uyuyabilmektedir ve bir gün geriye gidip sınavda tam not alabilmektedir. Böylece hayatını istediği gibi yaşayabilmektedir, lakin çevresindeki insanlar onun egoizmi yüzünden incinmeye başlayana kadar.

TGWLTT ya da japonca ismi ile Toki wo Kakeru Shoujo usta isim Mamoru Hosoda(Summer Wars, Digimon Filmleri, One Piece 6. Film) tarafından yönetilmiştir, Hosoda'nın diğer filmlerde olduğu gibi özel animasyon tarzı ön plandadır ve görsel açıdan mükemmel bir Film ile karşı karşıyayız.

TGWLTT slice of life, komedi, drama kategorisine girer, komedi ve drama sahneleri çok iyi dengelenmiştir ve seyirciyi bir dakika bile sıkmaz, filmi izlerken adeta Makotto ile özdeşleşiriz ve içimizde ne olacağına dair küçük bir heyecan vardır, en azından benim için böyle oldu. Makotto'nun karakter olarak gelişimini ve çocuk olmanın getirdiği kaygısızlığın kayboluşunu görürüz ve sonunda film bize acı-tatlı bir duygu bırakır. Bence The Girl Who Leapt Through Time kesinlikle izlenmesi gereken bir film. Puanım 10/10

Thursday, June 9, 2011

Bleach 451 & Naruto 542

Bleach
Ve sonunda Ichıgo'nun anrenmanları bitti ve fullbring gücünü çıkarabildi, önceki sayıda Ginjo gözlerini kesmişti bu da Içigo'nun artık Ginjo'ya güvenini kaybetmesi demekti. Bu sayıda da Ginjo İçigo'yu fena patakladı, artık göremeyen içigo umutsuzluğa kapıldı, yardımına koşan orihime'yi yukio bir kafese hapsetti, arkadaşları için endişelen içigo saldırıya geçti ancak ginjo dalga geçer gibi kılıcı karnına sapladı. Ginjo "olay bitti merak etme seni öldüreceğim sıra chad ve orihime de derken" içigo ginjo'yu saran reiatsu'yu görmeye başlar(Matrix anyone ?)  ve sonuç üstteki resim, çilek kardeşimiz(içigo) fullbring'i tamamlar ve ginjo'yu yaralar.Sonunda ginjo'nun hareketlerinin bir oyun olduğun görürüz amacı ise arkadaşlarını tehdit ederek içigo'nun fullbring gelişimini hızlandırmak söylediği en güzel laf ise "sorry man, i make a hell of a cliched villain". Bu chapter hoşuma gitti, Bleach'in hikayesi her zaman olduğu gibi yavaş ilerliyor çizimleri de her zaman olduğu gibi güzel. Bi de gözleri hep kör mu kalacak içigo'nun, muhtemelen innoue iyileştirecek, Ginjo süperdi badass style.

Naruto
İlk sayfada, oh yine mi önemsiz bir flashback dedim, ama yanıldım ,flashback güzeldi ve Raikage ve Killer Bee'nin geçmişini gördük,Küçük yaştan jinçuriki olacağı belirlenen bee'nin naruto gibi optimist bir karakteri var, küçükten rap yapmaya merak sarmış, bir yerde raikage'ye "shit jigga jack get of my fucking back" dediğinde çok güldüm, militarist raikage de "you want a piece of my iron claw" diyerek büyük bir şok yaşadı. Bu sayıda işlenen konu bir jinçuriki'nin içindeki canavar yüzünden hisettiği boşluğu bir türlü doldurması ve biju'yu kontrol altına alması. Sürpriz ise yondaime hokage Minato'nun ve Raikage'nin karşılaşması, önceki sayıda Naruto'ya Minato'yu kötülemişti gördüğümüz gibi geçmişten hesapları varmış, geçen sayıda Naruto'nun babası 4. hokage'yi sahiplenmesi en güzel anlardandı. Flashbacklardan bıktık savaşa geri dönmek lazım artık, haftaya jinçurikilerin kaçışı sonuçlanabilir.

Sunday, June 5, 2011

Friday, June 3, 2011

Boşluk

not be, but be
 What is there, over there?
There is nothing

I was born at the bottom of a pit where no light shone.

As if pressed together by the darkness
Uncertain of what to become
Born under those dark, dark sediments
I had a white form
My comrades were all in pure black

In those black forms, with their eyes shining and teeth baring, they were certainly eating something.
And then...
There was nothing to me, except my eyes.

[[The other hollows wanted to attack/eat ulquiorra but he killed them all and climbed out of that pit himself]]
I felt nothing
No, rather
It was possible that what I felt was "void", yet
I could hear nothing,
I could bite nothing
I could smell nothing
I could feel nothing as I touch
I could not rest
I had no companion

Just walking, alone

The things reflected in my eyes have no meaning
The things that could not be reflected in my eyes, do not exist.
Walking
Walking
Walking
When I had arrived at that thought
I have found something extraordinary

It was, somewhat, the place of birth for those strange, translucent objects that dotted this world.
It was the first time my eyes have been captured.

With no colour,
With no sound,
With no scent,
Does not interact with anything,
It only exists there.

It was the closest existence to "void" that I had ever laid eyes on.
I sank my body into that great "void"

There was nothing there,
Even I had lost my line of vision, and dissolved into the void,
And felt as if everything had disappeared.

Happiness
Orihime: Wah! You scared me!
I was going to wake you up, but you're awake. I got surprised.
But I was relieved, to know that Ulquiorra-kun could actually sleep

Ulquiorra: .........It's Ulquiorra.
Ulquiorra: Don't refer to me as you would a human, I said.
When you call me, call me "Ulquiorra"
Call me only that.

If such a thing called happiness exists in this world, it should be something which resembles the limitless nothingness.
Nihility is having nothing, and having nothing to lose.
If that isn't "happiness", then what is?

The things reflected in my eyes have no meaning
The things that could not be reflected in my eyes, do not exist.
There is nothing

In you

And in me.

Wednesday, June 1, 2011

FlameMusicMim


Re-L 124c41c+ sağolsun minlemiş, doğrusunu söyleyeyim sevindim anime-manga'dan farklı bir konu için yazacağım. Mimin konusu böyle bir gün boyunca bıkmadan dinleyebileceğiniz bir şarkı. Son zamanlarda öyle pek şarkı indirdiğim yok, sadece eğer güzel bir amv görürsem belki o zaman. Bi aralar 80'lerden thrash metal dinlerdim, o dönemden en sevdiğim grup Testament, diğer favorilerim Anthrax ve Exodus , bu arada Slayer pek sevmem. Ama mim için seçimim yeni dönemin gruplarından olacak Anime Blogu olduğu için Deadman Wonderland'ın açılışını dinlemenizi tavsiye ederim ve Fade - One Reason , ama mim için seçimim en sevdiğim gruplardan Disturbed ve Haunted şarkısı, 2008'de Indestructibe albümü çıktığında abartısız bütün gün bu şarkıyı dinlerdim. THX 4 the Mim Re-L, gonna watch Samurai Champloo now, çüüüz :D

Tuesday, May 31, 2011

One Piece ilk 500 bölüm inceleme

Bu pazar nihayet One Piece'in 500. bölümü yayınlandı, One Piece'in pek tanıtıma ihtiyacı yok herkes biliyor, OP öyle bir seri ki 1000 bölümü geçme potansiyeli var. Eiichiro Oda-sensei sağolsun 1997'den beri haftalık shounen jump'ta yayınlıyor, One Piece'in sayesinde birçok insan manga-anime dünyasına girdi, shounen olarak geçse de tam shounen sayılmaz OP başlı başına ayrı bir kategori.

One Piece'in dünyasında çatışan 2 güç var : korsanlar(kaizoku) ve dünya hükümetine bağlı olan deniz kuvvetleri (marine ya da kaigun). Korsanların amacı Gold Roger'in efsane hazinesi One Piece'i bulmak marinelerin ise korsan tehditini yok etmek. her iki grupta da iyi ve kötü insanlar vardır, bizim takip ettiğimiz mugiwara tayfası ise adaletli kişilerden oluşur. Diğer shounen mangalarda karakterlerin çoğu hep cool görünümlü olur karakter bakımından da kusursuz olurlar, One Piece'te bu yok her karakterin bir takıntısı ya da bir konuda kusuru vardır böylece karakterler ne kadar sürreal olsa da davranışları bir bakımdan daha gerçekçidir. Bazen çok saçma bir karakter ortaya çıkar ve o'nu küçük görürsünüz ama sonunda o karakter hayat kurtarıcı bir şey yapabiliyor, OP'de bunu çok görüyoruz, Oda önyargıya ne kadar karşı olduğunu şimdiye kadar yüzlerce kez gösterdi.

Bununla birlikte Oda bulunduğumuz dünya düzenini OP üzerinden eleştiriyor, bizim birleşmiş milletlere benzer dünya hükümeti var ve bu düzenin kurucularına Tenryubito deniyor, bunlar kendilerini tanrı gibi görürler ve insan hayatına hiç değer vermezler , normal insanların da onlara devamlı boyun eğmeleri beklenir, ancak One Piece'in en iyi anlarından birinde Luffy bir tenryubito'ya yumruğu indirir.

Ark İncelemesi

One Piece'te beni rahatsız eden bir unsur hikayelerin çoğunun aynı şablonu takip etmesi,  arkların çoğu talihsiz olaylar dizisine gelişir, sonunda da kahramanlarımız bir yolunu bulur ve günü kurtarırlar. Marineford'dan sonra bu şablon değişecek gibi, göreceğiz. Şimdiye kadar en sevdiğim ark Marineford, mugiwara korsanları olmasa da, o kadar güçlü karakterin savaşmak için toplanması süper oldu ve beyaz sakal Shirohige epikti. Enies Lobby de çok güzeldi çünkü o zamanki bütün straw hat grubu ortak bir hedef için kenetlenmişti. En sıkıcı bulduğum ark Impel Down, bence olaylar daha hızlı gelişebilirdi 30 manga sayısından 36 bölüm çıkması Toei animation sanki biraz abartmış gibi.

Puanlama
Marineford Arc : 9/10
Enies Lobby Arc: 9/10
Baratie Arc : 9/10
Loguetown Arc : 9/10
Sabaody Archipelago Arc :9/10
Arlong Arc : 8/10
Water 7 Arc : 7/10
Thriller Bark Arc :6/10
Baroque Works Saga :6/10 
Skypiea Saga : 5/10
Impel Down Arc :4/10

Dövüşlerde bazen animasyon çok kötüdür özellikle zoro'nun bazı dövüşleri ekrana başarıyla taşınamamıştır, bu konu 300'lü bölümlerden sonra düzeliyor, tabi animasyonda yapılan değişiklikler kolayca farkediliyor.

Kapanış

One Piece'in dünyasına girince bölümleri ard arda izleyeceksiniz, çok bölüm olsa da mükemmel düşünülmüş hikayesi ve dramatik sahneler 10 üzerinden 10 alıyor, hala devam eden hikayenin devamını ve Luffy'nin bir gün korsanlar kralı olmasını bekliyoruz. :P

Monday, May 9, 2011

Karas


Tatsunoko Production 2005 yılında 40. yılını anmak için Karas isimli seriyi yayınlamaya başladı, Karas 2007'de 6. bölümü ile tamamlandı. Karas'ta Otoha adında eski bir yakuza'nın hikayesine tanıklık ediyoruz. Yokai isimli ruhlar ile yapılan anlaşmada Otoha Karas rolünü üstlenmiştir ve Tokyo'nun koruyucusu olmuştur, Yokai denen yaratıklar her zaman insanlar ile yerleşim yerlerinde ortak yaşamı paylaşmıştır, ancak artık insanların doğa üstü olaylara inançlarını kaybetmeleri ile Yokai'ler güçlerini kaybetmektedir. Eski bir Karas olan Eko, Yokai dünyasına ihanet etmiştir ve Tokyo şehrini ele geçirmek için harekete geçmiştir, yanına aldığı bazı Yokailere de yaşayabilmeleri için mekanik bedenler sağlamıştır, böylece Karas konusu iyilik ve kötülük arasında verilen savaş olan animeler listesine eklenmiştir.

Serinin büyük bir eksikliği ilgi çekici bir karakterin olmaması, benim için en hatırlanır karakter devamlı "aniki" diyen salyangoz görünümlü Yokai. Otoha baş karakter olmasına rağmen varlığı dördüncü bölümde farkediliyor. Hikaye bakımından gidişatın baştan belli olması seyirciye merak uyandırmıyor ama bazı bölümlerde önemli detaylar var o yüzden biraz daha dikkatli izlemek gerekebilir.

Gelelim anime'nin olumlu unsurlarına, animasyon mükemmel, dövüş sahneleri 2D ve 3D karışımı olmuş ve sonuç süper olmuş, seride kullanılan müzikler Yoşihiro Ike tarafından bestelendi, Karanlık bir atmosferi barındıran Karas'ta melodiler de genelde melankolik, dövüş sahnelerinde ise yükselişe geçiyoruz ve Ike'nin seçtiği prag semfoni orkestrası bu konuda çok iyi iş çıkartmış.

Sonuç olarak ne senaryosu ne de karakterleri ile Karas'ın hatırlanır bir yönü yok, 6 bölümden oluşması iyi olmuş kolay izleniyor, bunlara rağmen bence Karas kesin izlenmeli, Tatsunoko animasyon konusunda çok başarılı olmuş ve seride o kadar güzel sahneler var ki anlatılmaz izlenir.

Karas AMV

Wednesday, May 4, 2011

Manglobe bu işi iyi biliyor

Yeni sezonun en ilgi çekici animelerinden biri olan Deadman Wonderland 3. bölümde bulunuyor, her hafta takip ediyorum mangasına da başlamayı düşünüyorum, anime serisi bitince incelemesini yaparım. Yapımcı firma Manglobe Ergo Proxy'de olduğu gibi açılışı ingilizce parça ile yapmış, şarkının ismi One Reason ve Fade adında Japon rock (jrock) grubuna ait. Kısacası son zamanlarda gördüğüm en iyi açılış animasyon da muhteşem olmuş. Şarkı ve açılış için aşağıda download linki verdim.


Şarkı MP3 : http://www.fileserve.com/file/57uqktY
Torrent açılış indir :
http://www.nyaa.eu/?page=torrentinfo&tid=209681

Wednesday, April 13, 2011

[Naruto - One Piece - Bleach] yeni açılış videoları

bir hafta içinde 3 animenin de yeni açılış videosu çıktı. En çok hangisini beğendiniz bilmek isterim, youtube'dan ekledim buyurun.

Naruto Shippuden Opening 9



One Piece Opening 14



 Bleach Opening 14



Bana göre Studio Pierrot'u tebrik etmek lazım Naruto ve Bleach açılışları süper olmuş, beni en çok bleach heycanlandırdı çünkü zaten manga'nın gidişatı kötü ve animenin son bölümünde manga ile ilgisi olmayan story arc başladı, bi de kaptanları birbirleriyle savaşırken görmek beklentileri arttırdı.
Naruto da güzel olmuş, ama ne olacağını bildiğim için benim için sürpriz olmadı.
One Piece'in şarkısını pek beğenmedim ancak marinedord'un bitiminden sonra mugivara korsanlarını birlkte görmek açılışta da olsa, fanları sevindirmiştir.

Wednesday, April 6, 2011

Bleach'te sembolizmler ve son sayılar inceleme

Ichigo'nun fullbring gücünü çıkarmasıyla internette bi sürü hanzo gamalı haç ne alaka wtf gibi yorumlar yapmaya başladı. Aslında gamalı haç yaklaşık 4000 sene önceden hindistan coğrafyasında kullanılan bir sembol ve hinduism ile budisme daha sonra geçiş yapmış. gamalı haç evrimi ya da insan ruhunun esasını keşfetmesini sembolize ediyor. Bu yüzden Ichigo Aizen'e karşı son getsuga tenshou tekniğini kullandığında kolayca alt edebildi, anladığımız Ichıgo bir tür miraca çıktı.

Bleach'te genelde dini sembolizmler görüyoruz anlaşılan bu konularda Kubo dersini iyi çalışmış. Başka bir örnek Aizen, kendisi şeytanı temsil ediyor ediyor çok zeki ve herkesi manipüle ediyor, bleach'i takip edenler bilir.Bi de Espadaların ölüm görüşü var bu negatif duyguları yoğun yaşayan ve savaşmaya motive olan Espadalar sonuç olarak ölümü tadar.Aşağıda her Espadanın ölüm görüşü.

0. Yammy - öfke
1. Stark - yalnızlık
2. Barragan - yaşlanmak
3. Harribel - fedakarlık (feda etmek)
4. Ulquiorra - boşluk
5. Nnoitra  - umutsuzluk
6. Grimmjow - yıkım
7. Zommari  - sarhoşluk
8. Szayel  - delilik
9. Aaronierio  - açgözlülük

Son manga sayılarına gelince #442 de bulunuyoruz ve hikayede pek ilerleme olmadı ichigo gücünü geri alabilmek için ikinci teste geçti ve Jackie Tristan ile karşılaşıyor, rakibinin gücü biraz D.Gray-Man'dan Lenalee'nin kopyası gibi, biri Dark Boots diğeri Dirty Boots, bununla birlikte Ginjou'nun etkisiyle Ichigo'nun kafasında urahara ile ilgili sorular oluştu, zaten Urahara'nın amacının ne olduğunu bilmiyoruz, bildiğimiz geçmişte urahara'nın shinigami ve hollow arasında sınırları kırmak istediği ve Hogyoku sayesinde hollowification'un gerçekleştiği. Eski Fullbringer olan Tsukishima da bu arc'ın kötüsü olacak gibi ve Ichigo ile karşılaşacak olay oraya gidiyor, umarım Kubo mangayı biraz toparlar çünkü son chapterlar sıkıcı.

Anime'ye gelince son 3 bölümü daha izlemedim zaten hepsi tek bölümlük filler ve üşeniyorum,en azından haftaya yeni side story arc başlıyor "Gotei 13 invading army" adında, umarım iyi olur.

Wednesday, March 30, 2011

Naruto Manga ilk 500 chapter inceleme

Son 1 aydır Naruto'nun mangasını okuyorum ve diyecek bir şeyim var, keşke daha önce başlasaydım Naruto'ya. Naruto tipik shounen kategorisine giriyor ve konu ninjalar etrafında geçiyor. Hikaye 2 bölüme ayrılıyor, ilk bölümde Naruto ve arkadaşlarının küçüklüğüne gidiyoruz ve akademide aldıkları eğitimi ve shinobi'ye yükselişlerini görüyoruz, ikinci bölümde ise senaryoya Akatsuki örgütü giriyor ve ninja dünyasının yaşadığı krize tanıklık ediyoruz. İlk bölüm 27. kitaba kadar sürüyor, ikinci bölüm ise 28 ve devamı, hoşuma gitmeyen bir şey var serinin baş karakter ile aynı ismi paylaşması, mesela Bleach gibi süper bir manganın öyle saçma bir ismi var ama yakışıyor, ya da One Piece'in isminin Luffy olduğunu düşünün, hiç yakışmazdı. Naruto herşeye optimist tarafından bakan ve hedefi bir gün Hokage (ateş ülkesinin lideri) olmak olan bir velet. bunlarla birlikte Naruto içinde kyubi (9 kuyruklu tilki) adında şeytani bir yaratık taşıyor ve bazen kontrolü kaçırınca kyubiye dönüşüyor. Ninjaların kullandıkları tekniklere jutsu deniyor ve bu teknikleri uygulayabilmek için ninjalar bedenlerinde bulunan çakrayı enerjiye dönüştürüyor, tabii ki çakra sınırsız değil bu yüzden dövüşler birer taktik savaşına dönüşüyor. Naruto aynı anda duygusal bir hikayesi olan bir manga ve manga artisti Masashi Kishimoto gerçekten iyi işlemiş bu konuları.

Spoiler Part : 
Naruto'da bi sürü karakter var ve karakter gelişimi çok iyi yansıtılmış manga'ya, ama anlayamadığım bir şey var Naruto'nun Sasuke'ye nasıl bu kadar pozitif yaklaştığı ve Konoha'dan intikam almak isteyen Sasuke'ye karşı inancını yitirmemesi.

Şimdilik en güçlü ninjalar Naruto ve Sasuke gibi gözüküyor ve sonunda karşılaşacakları kesin, Madara ise eski gücünde değil ve kötü adam rolünü pek dolduramıyor bence, arch-enemy dediğin Aizen gibi olur. Kabutomaru da çok güçlendi ve 4. ninja savaşı da başladı ne olacağını merakla bekliyoruz.

Konoha ninjalarında en sevdiğim süper zeka cool guy shikamaru nara.
Kakashi de çok süper bi karakter az kalsın hokage olacaktı, ama Tsunade komadan çıktı, zaten bence yakışmaz Hokage'lik kakashi'ye. Jiraiya'nın ölümü de en duygusal anlardandı, yazık oldu ero-sennin'in gitmesi.
Akatsuki'den ise en sevdiğim karakter hoshigaki kisame köpek balığı gibi sert ve kılıcı samehada rakibin çakrasını emiyor.
bi de Ulquiorra etkisi yaratmış olan Itachi var, ama Uchiha klanına yaptığı af edilemez. Şimdilik bu kadar, Shounen sevenler Naruto'yo kesin okusunlar ya da anime'yi izlesinler, içeriği savaş, politika, fedakarlık, intikam, aşk ve en önemlisi arkadaşlık.

Monday, March 21, 2011

Ergo Proxy

Evet Ergo Proxy'yi bitirdim ve söyleyecek çok şeylerim var. İlk başta izleyecek olanlara bir tavsiye, Ergo Proxy'yi izlediğiniz sürece diğer animeler ile ilgilenmeğin ve her bölümü tüm dikkatinizi vererek izleyin. Hikaye karanlık bir gelecekte geçiyor atmosfer kirli, doğa yok olmuş ve insanlar kubbeli şehirlerde yaşıyor, insanlarla birlikte autoreiv denen androidler de insanlara hizmet ediyor, ancak bu androidler'in bazılarına cogito virüsü bulaşıyor ve bağımsız düşünceye sahip oluyorlar. Ergo Proxy bir yolculuk ve bu yolculukta Proxylerin ne olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz, cevabı son bölümde alıyoruz o yüzden sabırlı olun ve bu yolculuğun tadını çıkarın. Animasyon iyi olmuş ve müzikle birlikte bizi bu karanlık dünyaya esir alıyor, açılış ve kapanış şarkıları da çok anlamlı olmuş senaryoya iyi uydurmuşlar (#please could you stop the noise i'm trying to get some rest, from all the unborn chicken voices in my head#). Ergo Proxy seyirciye felsefik sorular sunan bir anime, örneğin cogito virüsü Rene Descartes'in felsefik sözünden alınmıştır "cogito,ergo sum" düşünüyorum, öyleyse varım. Sonuç olarak sizi düşündürecek bir anime izlemek istiyorsanız kesin izleyin.

Alttaki bölümde analizimi yapıyorum, izlemeyenler okumasın manyak spoiler'lar var!!! 
bu linkten http://birbildigimizvar.blogspot.com/2010/11/uzun-zamandr-taknt-oldugum-bir-animeyi.html Ergo Proxy de yer alan bazı sembolizmleri bulabilirsiniz.

Ergo Proxy'nin değindiği en önemli nokta yaşam formlarının kendilerini algılama biçimi ve özgür irade, Ergo Proxy Romdeau'yu yaratır ve Romdeau'da yaşayan insanları, insanlar da autoreivleri yaratır, böylece Ergo Proxy'den yaratılmış olan insanlar ve cogitolu autoreivlerin hiçbir farkı yoktur. Sorgulanan ise Descartes'in düşünüyorum, öyleyse varım felsefesi. Autoreiv ve İnsanlar da kendi bilinçlerini gerçek olarak ele alır, ama sonunda gerçeklerinin fabrikasyon olduğunu görüyoruz. Son bölümlerde Autoreiv'lerin hayatları için yalvarmalırını görmek biraz şok edici.

Dizinin en sevimli karakteri Pino bize cogitolu autoreiv'lerin insanlar ile eşdeğer konuma geldiklerini sergiliyor, Pino olmasaydı belki de aşırı derecede melankolik olurdu Ergo Proxy, ayrıca 19. bölüm tamamıyla Pino'ya ayrılmış ve bu bölümü çok beğendim.

Bir diğer şok edici olay Re-l'in Entourage'ı olan İggy'nin bilince sahip olduğu bölüm. Bu bölümde Iggy'nin çift kişilikli bir autoreiv'e dönüşümünü görüyoruz, bir yandan var olma sebebi re-l mayer, diğer yandan ise özgür iradesinin karşı gelmesi. sonuç olarak Iggy re-l için kendini feda ediyor.

Son bölümde orijinak insanların dünyaya geri dönüşüne tanıklık ediyoruz, Vincent Law/Ergo Proxy kendini olduğu gibi kabul ediyor, bölünmüş olan tekrar bütün olmalıdır ve son sözü, ben ölümün vekiliyim, böylece seyirciye bir katarsis duygusu veriyor.

Ergo Proxy kesin ikinci kez izleyeceğim bir anime.

Wednesday, March 16, 2011

Welcome to the NHK!

Welcome to the NHK! slice of life ve drama kategorisine giren bir anime. GONZO yapımı ve 24 bölümden oluşuyor. NHK Japonya'nın sosyal sorunlarını ele alan bir anime özellikle de hikikomori fenomenini. Başkarakterimiz Sato üniversite okumak için taşındığı şehirde yalnız yaşamaktadır, bir gün yaşadığı sosyal bunalımdan dolayı üniversiteyi terk eder ve evine kapanır. Ailesinin gönderdiği parayla hayatını sürdürebilmektedir ancak hiçbir sosyal ilişkisi yoktur ve tamamen kendine kapanmıştır. Sato Hayatının aldığı yönün cevabını da komplo da bulur, kendi hayal ürünü olan NHK (Nihon Hikikomori Kyokai) yani Japonya Hikikomori Teşkilatı bu komplonun ardında olduğunu inanır. 3 yılını hikikomori olarak geçiren Sato bir gün Misaki adında bir kızla karşılaşır ve hayatı yeni bir yön alır.

Bazen komik ve bazen dramatik olan Welcome to the NHK! sadece hikikomorilik ile kalmıyor başka konular da işleniyor, örneğin japonyanın intihar modası ya da hentaicilik, her karakter kendi sorunları ile savaşırken Sato'nun bunlarla etkileşimini görüyoruz, aynı anda Sato iç savaşını yaşar hikikomori olmaktan kurtulmak istese de bir yanı hikikomori'nin güvenli dünyasını terk etmek istemez. NHK'in hikayesi gerçek hayattan alınmış hisini veriyor bu yüzden mutlaka izlemenizi tavsiye ederim, Ben izlediğimde bağımlılık yapmıştı ve 2 günde bitirdim. Welcome to the NHK!  10 üzerinden 10'u hak ediyor.

Eksantrik kapanış videosu

Friday, March 11, 2011

Anime Durum !

Bugün japonyada yaşanan felaket baya bi şok edici idi benim için, tamam gelişmiş ülke deprem ile yaşamaya alışmış insanlar ama o tsunami feci birşey, neyse bu tecrübeyi yaşayanlara geçmiş olsun.

Konuşmak istediğim son günlerde anime izlemekte bir durgunluk yaşıyorum, One Piece'te 200. bölümü geçtim ve biraz ara vermeyi düşünüyorum, böylece Ergo Proxy'ye başladım, karanlık atmosferi ve senaryosu tam bana göre ama quickwatch yapabileceğim bir anime değil, bu arada açılış çok güzelmiş video+şarkı Ergo Proxy'nin.

Belkide bulunduğum ruh halinden daha komik şeyler izlemek istiyorum, böylece tekrar One Piece'e dönüyorum ve komedi favorim Gintama'ya (<3 ftw). Eskiden heycanla Bleach izlerdim ama filler bölümler çekilmiyor, Manga'nın son 10 sayısı da sıkıcı. D. Gray-Man izlemeye de başladım ama bırakacam gibi, mangasını 16. volume'a kadar okumuştum o yüzden pek sarmıyor.

Son hafta Naruto'nun mangasına giriştim ve çok memnunum, şimdiye kadar küçümsemişim şinobileri, 3 büyüklerden (One Piece, Bleach, Naruto) favorim olma yolunda ilerliyor bi de devam ettiğim Berserk, Claymore, Psyren, Kurokami mangaları da var. Bir de iyi haber vereyim 2011'de Gintama tekrar başlıyor, altta fragmanını izleyebilirsiniz.

Wednesday, March 9, 2011

Basilisk

Basilisk izlediğim ilk animelerden ve doğrusu beni hayal kırıklığına uğrattı, yanlış anlaşılmasın Basiliskin mangasında çizimler süper ve detaylı, hikayesi de güzel ama Gonzo bence başarısız olmuş anime uyarlamasında, anime başlarda ilgi çekici olsa da ortalarda sıkıcı oldu ve beni yordu, bittirmek istediğim için iştahsız izliyordum bölümleri, neyse ki son 2-3 bölüm güzeldi ve durumu biraz kurtardı.

Hikaye Tokugawa şogunluğu döneminde geçiyor yanlış yapmıyorsam 1600'lü yıllarda. Birbirleriyle düşman olan Iga ve Kouga ninja klanları arasında kırılgan bir barış paktı yapılmıştır, ama klanlar birbirlerine nefret duymaktadır, bunun tersine Iga'nın varisi Oboro ve Kouga'nın varisi Gennosuke birbirlerine aşıktırlar ve evlenerek klanlar arasında barışı getirmek isterler, Herşey iyi yönde ilerlerken kötü haber şogunluk'tan gelir, şogunun veliahtını belirlemek için her iki klandan 10'ar ninja'nın ismi yazılır ve ölüm oyunu başlar, hayatta kalan klan yeni şogunu belirleyecek.

Kouga
IGA
Böylece iki klan arasında savaş tekrar başlar ve karşımızda süper güçlü 20 ninja belirir. Her ninjanın kendine öz bir tekniği vardır ve bu tekniklerin çoğu abartıya kaçmıştır. Bu noktada Basilisk'in büyük bir eksiği var 20 karakter olmasına rağmen çoğunun hikayesi işlenmiyor ve sadece intikamcı olarak sunuluyorlar. Basilisk'in en iyi öğe si ise müzikleri, açılış ve kapanış şarkıları çok güzel. Animasyon fena değil ama manga çizimleri daha iyi bu yüzden kendi fikrime göre manga tercih edilmeli. Puanım 5/10

Basilisk Açılış



Basilisk Kapanış

Monday, February 28, 2011

Fenomen




şarkı : Thousand Foot Krutch - Phenomenon

Sunday, February 27, 2011

This is One Piece !


şarkı : Rise Against - Prayer of the Refugee

Tuesday, February 22, 2011

Baccano!

Baccano 1930'lu yılların Amerika'sında geçiyor. Mafia gruplarının birbirleriyle güç kavgasında olduğu, büyük buhran'ın yaşandığı ve içki yasağının uygulandığı dönem. Senaryo kesin bir çizgide ilerlemiyor ve bölümlerde 1930 ile 1932 yılları arasında geçişler yapılıyor, bir bölümde ise 1711 de hikayenin başlangıcını görüyoruz.
Baccano'da 19 başkarakter karşımıza çıkıyor, bu yüzden ilk 4-5 bölümde konuya girmek zor olabilir, ama karakterleri tanıdıkça anime daha enteresan oluyor ve merak uyandırıyor. Karakterlerden en beğendiklerim vurdumduymaz Isaac ve Miria ikilisi, psikopat Ladd Russo ve korkak-cesur Jacuzzi Splot(ne isim ama !!!), ses aktörlerini de tebrik etmek lazım çok iyi iş cıkarmışlar bu bahsettiğim karakterlerde. Baccano karanlık bir atmosfere sahip olan bir anime, kullanılan soluk renkler bu etkiyi daha da arttırıyor. Müzikler de çok güzel her bölümde jazz melodiler bizi 1930'lara götürüyor, açılış şarkısı güzel kapanış ise vasat olmuş.
Baccano kesin bir sonuca giden bir anime değil, her karakterin kendi ajandası var ve bu karakterlerin birbirleriyle değişik zaman dilimlerindeki etkileşime tanıklık ediyoruz. En önemlisini de söylemedim bu karakterlerin çoğu ölümsüz, daha fazla söylemeyeceğim spoiler olur. İlk bölümleri biraz sıkıcı olsa da Baccano sonradan yükselişe geçiyor, senaryoda boşluklar var ama bu kadar çok karakter ile normal, 13 + 3 ekstra bölümü bulunan Baccano iyi bir seçim.
puanlamam  9/10

Monday, February 21, 2011

Berserk nedir ?



Berserk'in mangasından bir müzik videosu, şarkı Berserk'e tam uymuş, hazırlayanın eline sağlık.

Thursday, February 17, 2011

Gantz


Gantz 300'den fazla bölümü çıkan hala devam eden ve bol kanlı bir manga. Artisti ise Hiroya OKU - (works), works çünkü sayfaların çoğu bilgisayarda 3d modifikasyondan geçiyor özellikle de aksiyon bölümleri bunları yapanlar da Oku'nun asistanları. Gantz'ta büyük sıklıkta katliamlar, uçan kafalar, sex , çirkin canavarlar ile karşılaşıyoruz. Konusu ölen insanların gantz denen siyah bir topun olduğu odaya gitmeleri ve gantz'tan tehlikeli görevlere gönderilmeleri, hedefleri ise tehlikeli uzaylılar. Yarışmacılar kısıtlı bir zaman dilimi içinde görevi bitirme mecburiyetinde yoksa puanları sıfırlanıyor, görev süresi dolunca yarışmacılar tekrar odaya ışınlanıyor ve puanlar dağıtılıyor, ardından da normal hayatlarına devam ediyorlar taki tekrar odaya ışınlanana kadar. Şu anda 334. bölümde bulunan mangada daha bi sürü şey açıklanmadı Gantz ile ilgili, ara sıra küçük bilgiler veriliyor ama gerçeğin tamamı daha açıklanmadı, baş kahramanımız Kei Kurono adında bir lise öğrencisi ve insan olarak değişimini görüyoruz avlanmanın etkisiyle yanısıra diğer karkterler de çok ilginç hayırsever Katou, Sakurai,  Kaze, sadist Mr. Nishi hepsi çok iyi işlenmiş karakterler. Okunması da çok kolay bir manga Gantzın 4-5 günde çıkan bütün bölümleri okuyabilirsiniz, baştan hoşunuza giderse bağımlılık yapar. Bence ya bayılırsınız ya da nefret edersiniz Gantz'tan, ben bir günde 50 chapter okumuştum 250 li bölümlerden sonra, olanlar da psikolojimi etkilemişti, gerilim dolu ve süperdi.
GONZO stüdyosundan 26 bölümlük animesi de var Gantz'ın ama hikaye filler bir son buluyor, daha izlemedim ama internette genel kanı rezalet olduğu ve manganın mükemmeliğine hiç yaklaşamadığı. 2011 de ocak'ta japonya da sinema filmi de çıktı Gantz'ın bekleyip göreceğiz sonuç ne. Gerilim dolu bi şey okumak isterseniz ilk tercihiniz Gantz olmalı, saygılarla.

Saturday, February 12, 2011

Darker Than Black

Tokyo şehrinde dev bir duvar sivilleri ''cehennem kapısı'' olarak bilinen bölgeden korur, cehennem kapısı on yıl önce belirmiştir ve o günden gökteki yıldızlar yok olmuştur ve o bölgede doğaüstü olaylar belirmeye başlamıştır, bunları kontrol edemeyen bilim adamları sahte bir gökyüzü projeksiyonu yaratmıştır ve cehennem kapısını dev bir bariyer ile izole etmiştir. Aynı anda dünyada olağanüstü güçlere sahip olan insanlar görünmeye başlar, hükümetler ve gizli servisler bu kişilerin varlığını diğer insanlardan gizli tutar. Bu güçlere sahip olan kişilere contactor adı verilmiştir türkçesi heralde sözleşmeliler oluyor, nedeni de güçlerini her kullandıklarında bir yükümlülüğü yerine getirmeleri lazım, mesela şarkı söylemek ya da bir paket sigara yemek gibi, her contractor'un ayrı bir yükümlülüğü vardır.
Yeni gökyüzünde Messier objeleri yerleştirilmiştir ve medyumlar aracılığıyla sözleşmeliler devlet kurumlarından takibe alınmıştır, her Messier objesi bir sözleşmeliyi temsil eder ve çok parladığında sözleşmelinin gücünü kullandığı anlamına gelir, gökten kaydığında da bu kişinin ölümü gerçekleşmiştir. Sözleşmelilerin insani duygulara sahip olmadıkları söylenir bu yüzden de esrarengiz örgütlerden görevlendirirler. Sözleşmeliler ile birlıkte kuklalar da ortaya çıkmıştır, kuklalar kendi bilinçlerini kaybetmiş kişilerdir ve özellikleri sözleşmelilerin yerlerini tespit edebilmeleridir.
Hikayemiz Hei adında bir contractor'un etrafında gelişiyor, kod adı Black Reaper olan Hei'nin amacı kardeşini bulmak, amacına ulaşmak için hakkında çok şey bilinmeyen ''the syndicate'' olarak adlandırılan örgüt için çalışıyor. Hei'yi görevlere gönderen kişi ise bir insan Huang, diğer yardımcıları ise bir kedinin bedenine hapsolmuş contractor Mao ve kukla olan Yin.

25 bölümlük animede karakterlerin bulundukları konuma nasıl geldiklerini görüyoruz, bazen karanlık ve bazen komik anları olan seride genelde depresif bir atmosfer var. Hei çok ilgi çekici bir karakter ve diğer contractorlar da merak uyandırıyor, animasyon kusursuz yapılmış ve müzikler de çok iyi ama herşeye rağmen sanki birşey eksik gibi Darker than Black'ta.

Puan : 8/10
Açılış

Thursday, February 10, 2011

Death Note

Death Note yazar Tsugumi Ohba ve manga artisti Takeshi Obata tarafından yaratılmış bir manga serisidir, 2006 yılında da MADHOUSE'dan animeye uyarlanmıştır. Konusu dünyaya ve topluma karşı tiksinti duyan Yagami Light adında süper zeka lise öğrencisinin eline Death Note'un geçmesi. Peki Death Note'un temel kuralları nelerdir :

1. bu deftere ismi yazılmış insan ölecek.
2. yazar ismini yazdığı kişinin yüzünü aklında tutmaz ise, Death Note etkili olmaz böylece aynı adı taşıyan kişiler etkilenmez.
3. ölüm nedeni, kişinin adını yazdıktan sonraki 40 saniye içinde yazılması halinde, bu gerçekleşir.
4. ölüm nedeni belirtilmezse, kişi kalp krizinden ölür.
5. ölüm nedenini yazdıktan sonra, ölüm detayları önümüzdeki 6 dakika ve 40 saniye içinde yazılmalıdır. 
6. death note'un sahibi defterin esas sahibi olan ölüm tanrısını  görebilir.
7. death note'u kullanmış olan bir kişi ne cennet'e ne de cehennem'e girebilir.

Bunlar kullanımı hakkında temel bilgiler ancak daha da detayları var bu ölüm notu olayının. Herşey başka bir boyutta bulunan şinigamiler (ölüm tanrıları) ile başlıyor (japon kültüründe herhalde şinigami olayı çok yaygın ki manga ve animelerde hep görüyoruz). Bu şinigamiler yaşamlarından hepten bıkmıştırlar ve tek yaptıkları kendi aralarında kağıt, "okey" oyunları oynamaktır. Bir şinigami olan Ryuk sıkıldığı için dünyaya kendi ölüm notunu salıverir. Okulda sıkıcı bir gün geçiren baş karakterimiz Yagami Light bahçede Death Note'u tespit eder ve eline geçirir. İlk başta bunun bir şaka olduğunu zanneden Light, bir isim yazmayı dener ama aklından ya ölürse katil mi olurum düşüncesi geçer sonra televizyonda birinin bir çocuk grubunu esir aldığını görür ve o kişinin ismini yazar, 40 saniye geçtikten sonra bişey olmaz ve Light tam televizyonu kapatacak iken esirler tutuldukları binadan çıkarlar, suçlu kalp krizinden ölmüştür Light şoke durumdadır ve böylece Death Note macerası başlar. Light bu güce kavuştuktan sonra ne yapacağını bilir, artık amacı dünyaya kendi adaletini getirmek ve dünyayı kötü insanlardan arındırmak. Hapisanelerde onlarca zanlı kalp krizinden ölür ve sebep herkezin konuştuğu Kira'dır, ölenlerin hepsi suçlu olduğu için bi çok insan Kira'ya sempati duyar. Çaresiz polis teşkilatı incelemeye L olarak bilinen dahi dedektifi getirir, L kira ile ilgili bi sürü soruyu çözer ve Kira'nın bir okul öğrencisi olduğu kanaatine varır. Babası Kira incelemesinin başında olan Light'a ciddi bir rakip çıkar o da L.
daha fazla söylemeyecem yeterince spoiler oldu, çok iyi bir hikayesi olan bir polisiye Death Note, karakter psikolojileri çok iyi işlenmiş, animasyon da öyle başka animelerde gördüğümüz kawai(şirin) ya da wtf?  yüz ifadelerini görmüyoruz, ciddi bir iş olmuş, animede başlangıç ve kapanış müzikleri de süper olmuş, Değişik ve karanlık bi dünyaya girmek istiyorsanız Death Note en iyi seçim.

Manga : 109 chapter
Anime  : 37 bölüm

Puanım 10/10
AMV spoiler alert

Tuesday, February 8, 2011

Kuchiki Byakuya

Kuchiki Byakuya Gotei 13'ün 6. takımının kaptanıdır, aynı anda soul society'nin 4 asil aylesinden olan Kuchiki ailesinin başıdır. Byakuya otoriter bir kaptandır inançlarına göre onun konumunda olan birisi iyi bir örnek olarak kurallara uymaz ise, o zaman kimsenin onlara uymayacağını düşünüyor. Kendisi için en önemli şey onurudur ve bir bölümde dediği gibi onurunu korumak için herşeyi yapar. Byakuya'nın Rukia'ya ayrı bir düşkünlüğü vardır, ölen eşinin kardeşi olan Rukia'ya sahip çıkmıştır ve Rukia da Kuchiki ailesine katılmıştır. Byakuya'nın Başka bir hassas noktası da kendisine diğerlerinin saygı dilini kullanarak hitap etmelerini ister, ve Ichigo'ya bu nedenden sinir olur.
Byakuya en güçlü karakterlerden biridir Bleach'te, zanpakutō'sunun ismi Senbonzakura'dır, Shikai emri “scatter”(dağıl) dır böylece kılıcı dağılır ve pembe renkli güç dalgaları oluşturur ve düşmanını sarar. Bankai’sinin ismi  ise Senbonzakura Kageyoshi'dir. Yüzlerce kılıç dövüş alanında rakibinin etrafını sarar ve Byakuya’nın emirleri doğrultusunda düşmana doğru harekete geçebilir. Ayrıca Byakuya bir sürü dövüş tekniğine sahiptir ve Shunpo(flash steps) tekniğinde ustadır. Bleach'in en karizmatik karakterlerinden biri için söyleyeceklerim bunlar, sırada amv.


Soul Eater

Soul Eater mangası hala devam eden ve 2008 ile 2009'da 51 bölümlük bir anime'ye uyarlanan seri. Fantastik bir dünyada gelişen hikayede konumuz silah teknisyenlerin partnerlerini death scythe'a (Azrail tırpanı) geliştirme çabaları. Bu partnerlerde insandır ancak silaha dönüşme yetenekleri vardır böylece silah teknisyenleri ile ikili takımlar halinde görevlere katılırlar. Teknisyenler ve silahlar shibusen akademisinde öğrenim görürler ve küçük yaştan ortak olurlar, bir silahın death scythe'a dönüşmesi için 99 tane kötü tarafa geçmiş (ya da lanetlenmiş) insan ve bir de cadı ruhunu yemesi lazım, böylece shinigami-sama'nın silahı olur.

Manga'yı bir kısmına kadar takip eden anime, ondan sonra değişik bir çizgide ilerliyor, animasyon diğer animelere göre değişik ve renkler çok canlı, müzikler de süper ve çok komik bir anime. Karakterler de çok ilginç SE'da, ama bunları başka postlarda tanıtacağım,komedi ve aksiyon sevenlere tavsiye ederim çok eğlenceli bir anime, aşağıda Soul Eater'in ilk açılışı.

Friday, February 4, 2011

Berserk Manga Vol #1-13

30'dan fazla cilti çıkan Berserk'in 1997 yılında anime adaptasyonu çıktı ama manga serisi devam ettiği için sadece 13 cilti animeye taşıdılar, ve bi sürü milletin hayran olduğu 25 bölümlük anime serisi ortaya çıktı. Ben anime serisini izlemeden manga'yı okumak istedim ve ilk 13 cilt'i bittirdim ve muhteşemdi ama anladığım kadar
Berserk'in hikayesi daha yeni başlıyor yani anime hikayeyi yarıda bırakıyor.

Berserk'te Guts isimli kocaman bir kılıç taşıyan öldürme makinasının maceralarını takip ediyoruz.Berserk'in ilk ciltlerinde hikayenin çok ilerki bir kısmını görüyoruz ve ondan sonra Guts'ın küçüklüyüne geçiyoruz, Guts bir katliamda öldürülen annesinin karnından şans eseri doğmuştur. Paralı bir ordu tarafından bulunan Guts, Gambino isimli ordunun liderinden evlat edinmiştir. Guts küçük yaştan kılıç kulanmayı öğrenir ve savaşlara katılır ama Gambino'nun başına gelen talihsiz olaylardan sorumlu tutulur ve Gambino Guts'ı öldürme girişimine bulunur ama Guts karşı gelip Gambino'yu öldürür ve paralı ordudan izini kaybettirir.
Ardından Griffith isimli esrarengiz adamı tanıyan Guts Griffith ile düelo yapar ve kaybedince Griffith'in lideri olduğu paralı ordu Band of the Hawk'a katılmaya mecbur kalır burada Griffith ve Casca ile çok özel bir ilişkisi olan Guts savaşlarda çok başarılı olur ve komutan konumuna geçer Şahin çetesinde, tabi zamanla değişiklikler olur Guts'ın ve takım arkadaşlırının aralarındaki ilişkilerinde ve bu ilişkiler çok iyi işlenir mangada.

Berserk'in dünyası esrarengiz yaratıklar ve doğa üstü olaylar ile dolu ve büyük miktarda şiddet ve cinsellik öğeleri görmeye hazır olun, ensest ve pedofili gibi konularda işleniyor, bu yüzden kaldıramıyorsanız izlemeyin ya da okumayın. Aynı anda insan ilişkileri, aşk, kibir gibi konularda işleniyor ve bu yüzden benim için Berserk çok yönü olan devamlılık bulunduran süper bir manga.
Bence heyecan verici süper bir manga ve herkese tavsiye ederim
puanım 10/10

Tuesday, February 1, 2011

Furi Kuri "FLCL"

FLCL Gainax'ın 2000 yılında çıkardığı 6 bölümlük tamamlanmış bir seridir, ve o zamanda gainax'ın yeni animasyon teknolojisi ve ekipmanı hakkında başarılı bir test olmuştur.
Sembolizmler ile dolu bu seride kahramanımız Naota'nın ergenliğe geçişine tanıklık ediyoruz, hikayemiz Naota'nın yolda yürürken eksantrik pembe saçlı Haruko'nun ona motosiklet ile çarpması, ardından da kafasına gitarını indirmesiyle başlıyor. Sonra eve dönen Naota büyük bir sürpriz ile karşılaşıyor, meğerse babası Haruko'yu hizmetçi olarak işe almış. Babası ile sapkın faaliyetlerde bulunan Haruko kendisi ile de flört etmekten kaçınmaz, bu yetmezmiş gibi  kendisinin uzaylı olduğunu iddia eder ve esas amacının korsanlar kralını bulmak olduğunu açıklar.
Bundan sonra da ilginç olaylar gelişmeye başlar Naota'nın kafasından şehri yok etmek isteyen robotlar çıkar ve Naota ile Haruko bunlarla karşılaşmak zorunda kalır, ayrıca Naota'nın Amerikadaki kardeşine aşık olan Mimami ile ilişkisini ve yaşadığı ikilem'e şahitlik ederiz.
Dediğim gibi FLCL'de bir sürü sembolizm var, bunların çoğu da cinsellik ile alakalı, bir bölümde ise her karakter 2. dünya savaşından bir ülkeyi temsil ediyor ve daha bir sürü sembolizm var ama çoğunu tespit etmek zor, kesin olan bir şey seriyi anlamak için 1 kez izlemek yetmiyor çünkü çok karışık ve gelişen bazı olaylara anlam vermek zor.Şahane animasyonu ve müziği olan bu seriyi kafa karıştırıcı animeleri seven herkese tavsiye ederim, ama sadece shounen fanı iseniz kesinlikle izlemeyin, ben beğendim puanım 8/10
Aşağıda verdiğim linkte FLCl'in anlamı hakkında farketmediğiniz şeyleri göreceksiniz :


FLCL Deeper Meanings

Sunday, January 30, 2011

Zaraki Kenpachi

Bleach'ten tanıdığımız Zaraki Kenpachi anime ve  manga dünyasının en ilginç ve en eğlenceli karakterlerinden biridir. Bir şinigami (ölüm tanrısı) olan kendisi gotei 13'ün 11. takımın kaptanıdır teğmeni ise rukongai günlerinden yanında olan kendisi ile baba kız ilişkisi olan Yachiru Kusajishi dir.
Zaraki Kenpachi aslen rukongai'nin 80. bölgesindendir, Zaraki ismini bu bölgenin isminden alır kendisine özel bir adı yoktur. Bu Dönemde Zaraki en kötü üne sahip olan 80. bölgede kılıcı kulanmakta ustalaşır ve birçok adam öldürür, seyahatlerinde ailesi öldürülen pembe saçlı küçük bir kıza rastlar, kenpachi küçük kıza kılıcından korkmadığı için hayran olur ve yachiru ismini verir ve ondan sonra birlikte dolaşırlar.

Zaraki kavga etmeye bayılır ve en güçlü ünvanını almak için o zamanki 11. takım kaptanı Kenpachi Kiganjo'yu düelloya davet eder ve bir darbede kiganjo'yu  öldürür böylece 'Kenpachi' ünvanını alır ve sadece 11. takımda geçerli olan eleme kuralıyla kaptan olur. Kenpachi ismi her jenerasyonda en güçlü ve en çok muharebe kazanmış shinigami'ye verilir. Kenpachi shinigami olunca 11. takıma Madarame Ikkaku ve Yumichika Ayasegawa da katılır. daha önce Ikkaku ile savaşmış ve onu yenmiş olan Kenpachi Ikkaku'ya felsefesini anlatmıştır "ölmeden yenilgiyi kabul etme, eğer bir savaşı kaybetmiş isen hayatta kalmayı düşün daha güçlü ol ve seni yenmiş olan kişiyi öldür ".
Kenpachi zanpakutosunun ismini bilmez böylece bankai ye erişemez ama kılıcı devamlı shikai modundadır, ayrıca kido ile de hiçbir alakası yoktur, Kenpachi psikopat bir karakterdir, ruhsal gücü o kadar fazladır ki kontrolde tutmak için 12. takıma reiatsu'sunu (ruhsal güç ya da baskı) emmen bir göz bandı yaptırttır. Kenpachi'nin yön bulma duygusuda çok zayıftır ve bu konuda teğmeni olan Yachiru'ya güvenir, Zaraki bir rakibini yendikten sonra öldürücü vuruş'u vermek ters gelir kendisine açıklaması ise ondan daha zayıf olan yaratıklar ile işi olmaz.

Kısacası mangalarda ve animelerde iyilerin tarafında olan belkide en psikopat karakterdir kendisi, özellikle Kaname Tousen ya da Noitra Gilga ile dövüşlerini izlemek büyük bir zevktir.

Thursday, January 27, 2011

Bleach opening 3

eskilerden, bana göre bleach'in şimdiye kadar en iyi açılışı
şarkının ismi içirin no hana anlamı da solma benim tek çiçeğim

Bleach Manga #434 Kubo Saçmalıyor


Aizen olayı biteli 10 chapter geçti ve kubo tite iyicene abarttı, ne yapmağa çalıştığını bilmiyorum hayal gücü mü tükendi de konuyu bu kadar dolandırıyor kanaatimce bu son 10 chapter'i 3 chapter'a sığdırabilirdi . Bleach #433'de chad'in bir fullbringer olduğunu ve fullbringerlar'ın shinigami gücünü kaybetmiş kişilerin güçlerini restore edebildiklerini öğrendik, fullbringer grubundan ilginç bir karakter daha eklendi bleach'e riruka. 


son chapter'da riruka gücünü açıkladı. Ichigo'ya güçlerini transfer etmek için onu küçük bir kukla evi ne soktu ve ichigo oyuncak ayı yı yenme zorumluluğuna kaldı orada da chapter bitti.

Anlamadığım birşey var fullbringer olarak süper güçlere sahip olacaksın ve bu güçlerden kurtulmak isteyeceksin mazeretleri neymiş hollow kaynaklı güçler olduğu için kendilerini ruhsal açıdan iyi hissetmiyorlarmış. mantıksız !!!

Kubo kendine gel !!!
 

Wednesday, January 26, 2011

Gintama #25

fazla söze gerek yok tüm anime sevenler bu bölümü izlemeli süper birşey, komedinin anlamı Gintama !!!