Status

Flameking1's anime, manga, reviews, recommendations, blogs and lists at Anime-Planet
Anime-Planet.com - anime | manga | reviews

Wednesday, March 30, 2011

Naruto Manga ilk 500 chapter inceleme

Son 1 aydır Naruto'nun mangasını okuyorum ve diyecek bir şeyim var, keşke daha önce başlasaydım Naruto'ya. Naruto tipik shounen kategorisine giriyor ve konu ninjalar etrafında geçiyor. Hikaye 2 bölüme ayrılıyor, ilk bölümde Naruto ve arkadaşlarının küçüklüğüne gidiyoruz ve akademide aldıkları eğitimi ve shinobi'ye yükselişlerini görüyoruz, ikinci bölümde ise senaryoya Akatsuki örgütü giriyor ve ninja dünyasının yaşadığı krize tanıklık ediyoruz. İlk bölüm 27. kitaba kadar sürüyor, ikinci bölüm ise 28 ve devamı, hoşuma gitmeyen bir şey var serinin baş karakter ile aynı ismi paylaşması, mesela Bleach gibi süper bir manganın öyle saçma bir ismi var ama yakışıyor, ya da One Piece'in isminin Luffy olduğunu düşünün, hiç yakışmazdı. Naruto herşeye optimist tarafından bakan ve hedefi bir gün Hokage (ateş ülkesinin lideri) olmak olan bir velet. bunlarla birlikte Naruto içinde kyubi (9 kuyruklu tilki) adında şeytani bir yaratık taşıyor ve bazen kontrolü kaçırınca kyubiye dönüşüyor. Ninjaların kullandıkları tekniklere jutsu deniyor ve bu teknikleri uygulayabilmek için ninjalar bedenlerinde bulunan çakrayı enerjiye dönüştürüyor, tabii ki çakra sınırsız değil bu yüzden dövüşler birer taktik savaşına dönüşüyor. Naruto aynı anda duygusal bir hikayesi olan bir manga ve manga artisti Masashi Kishimoto gerçekten iyi işlemiş bu konuları.

Spoiler Part : 
Naruto'da bi sürü karakter var ve karakter gelişimi çok iyi yansıtılmış manga'ya, ama anlayamadığım bir şey var Naruto'nun Sasuke'ye nasıl bu kadar pozitif yaklaştığı ve Konoha'dan intikam almak isteyen Sasuke'ye karşı inancını yitirmemesi.

Şimdilik en güçlü ninjalar Naruto ve Sasuke gibi gözüküyor ve sonunda karşılaşacakları kesin, Madara ise eski gücünde değil ve kötü adam rolünü pek dolduramıyor bence, arch-enemy dediğin Aizen gibi olur. Kabutomaru da çok güçlendi ve 4. ninja savaşı da başladı ne olacağını merakla bekliyoruz.

Konoha ninjalarında en sevdiğim süper zeka cool guy shikamaru nara.
Kakashi de çok süper bi karakter az kalsın hokage olacaktı, ama Tsunade komadan çıktı, zaten bence yakışmaz Hokage'lik kakashi'ye. Jiraiya'nın ölümü de en duygusal anlardandı, yazık oldu ero-sennin'in gitmesi.
Akatsuki'den ise en sevdiğim karakter hoshigaki kisame köpek balığı gibi sert ve kılıcı samehada rakibin çakrasını emiyor.
bi de Ulquiorra etkisi yaratmış olan Itachi var, ama Uchiha klanına yaptığı af edilemez. Şimdilik bu kadar, Shounen sevenler Naruto'yo kesin okusunlar ya da anime'yi izlesinler, içeriği savaş, politika, fedakarlık, intikam, aşk ve en önemlisi arkadaşlık.

Monday, March 21, 2011

Ergo Proxy

Evet Ergo Proxy'yi bitirdim ve söyleyecek çok şeylerim var. İlk başta izleyecek olanlara bir tavsiye, Ergo Proxy'yi izlediğiniz sürece diğer animeler ile ilgilenmeğin ve her bölümü tüm dikkatinizi vererek izleyin. Hikaye karanlık bir gelecekte geçiyor atmosfer kirli, doğa yok olmuş ve insanlar kubbeli şehirlerde yaşıyor, insanlarla birlikte autoreiv denen androidler de insanlara hizmet ediyor, ancak bu androidler'in bazılarına cogito virüsü bulaşıyor ve bağımsız düşünceye sahip oluyorlar. Ergo Proxy bir yolculuk ve bu yolculukta Proxylerin ne olduğunu öğrenmeye çalışıyoruz, cevabı son bölümde alıyoruz o yüzden sabırlı olun ve bu yolculuğun tadını çıkarın. Animasyon iyi olmuş ve müzikle birlikte bizi bu karanlık dünyaya esir alıyor, açılış ve kapanış şarkıları da çok anlamlı olmuş senaryoya iyi uydurmuşlar (#please could you stop the noise i'm trying to get some rest, from all the unborn chicken voices in my head#). Ergo Proxy seyirciye felsefik sorular sunan bir anime, örneğin cogito virüsü Rene Descartes'in felsefik sözünden alınmıştır "cogito,ergo sum" düşünüyorum, öyleyse varım. Sonuç olarak sizi düşündürecek bir anime izlemek istiyorsanız kesin izleyin.

Alttaki bölümde analizimi yapıyorum, izlemeyenler okumasın manyak spoiler'lar var!!! 
bu linkten http://birbildigimizvar.blogspot.com/2010/11/uzun-zamandr-taknt-oldugum-bir-animeyi.html Ergo Proxy de yer alan bazı sembolizmleri bulabilirsiniz.

Ergo Proxy'nin değindiği en önemli nokta yaşam formlarının kendilerini algılama biçimi ve özgür irade, Ergo Proxy Romdeau'yu yaratır ve Romdeau'da yaşayan insanları, insanlar da autoreivleri yaratır, böylece Ergo Proxy'den yaratılmış olan insanlar ve cogitolu autoreivlerin hiçbir farkı yoktur. Sorgulanan ise Descartes'in düşünüyorum, öyleyse varım felsefesi. Autoreiv ve İnsanlar da kendi bilinçlerini gerçek olarak ele alır, ama sonunda gerçeklerinin fabrikasyon olduğunu görüyoruz. Son bölümlerde Autoreiv'lerin hayatları için yalvarmalırını görmek biraz şok edici.

Dizinin en sevimli karakteri Pino bize cogitolu autoreiv'lerin insanlar ile eşdeğer konuma geldiklerini sergiliyor, Pino olmasaydı belki de aşırı derecede melankolik olurdu Ergo Proxy, ayrıca 19. bölüm tamamıyla Pino'ya ayrılmış ve bu bölümü çok beğendim.

Bir diğer şok edici olay Re-l'in Entourage'ı olan İggy'nin bilince sahip olduğu bölüm. Bu bölümde Iggy'nin çift kişilikli bir autoreiv'e dönüşümünü görüyoruz, bir yandan var olma sebebi re-l mayer, diğer yandan ise özgür iradesinin karşı gelmesi. sonuç olarak Iggy re-l için kendini feda ediyor.

Son bölümde orijinak insanların dünyaya geri dönüşüne tanıklık ediyoruz, Vincent Law/Ergo Proxy kendini olduğu gibi kabul ediyor, bölünmüş olan tekrar bütün olmalıdır ve son sözü, ben ölümün vekiliyim, böylece seyirciye bir katarsis duygusu veriyor.

Ergo Proxy kesin ikinci kez izleyeceğim bir anime.

Wednesday, March 16, 2011

Welcome to the NHK!

Welcome to the NHK! slice of life ve drama kategorisine giren bir anime. GONZO yapımı ve 24 bölümden oluşuyor. NHK Japonya'nın sosyal sorunlarını ele alan bir anime özellikle de hikikomori fenomenini. Başkarakterimiz Sato üniversite okumak için taşındığı şehirde yalnız yaşamaktadır, bir gün yaşadığı sosyal bunalımdan dolayı üniversiteyi terk eder ve evine kapanır. Ailesinin gönderdiği parayla hayatını sürdürebilmektedir ancak hiçbir sosyal ilişkisi yoktur ve tamamen kendine kapanmıştır. Sato Hayatının aldığı yönün cevabını da komplo da bulur, kendi hayal ürünü olan NHK (Nihon Hikikomori Kyokai) yani Japonya Hikikomori Teşkilatı bu komplonun ardında olduğunu inanır. 3 yılını hikikomori olarak geçiren Sato bir gün Misaki adında bir kızla karşılaşır ve hayatı yeni bir yön alır.

Bazen komik ve bazen dramatik olan Welcome to the NHK! sadece hikikomorilik ile kalmıyor başka konular da işleniyor, örneğin japonyanın intihar modası ya da hentaicilik, her karakter kendi sorunları ile savaşırken Sato'nun bunlarla etkileşimini görüyoruz, aynı anda Sato iç savaşını yaşar hikikomori olmaktan kurtulmak istese de bir yanı hikikomori'nin güvenli dünyasını terk etmek istemez. NHK'in hikayesi gerçek hayattan alınmış hisini veriyor bu yüzden mutlaka izlemenizi tavsiye ederim, Ben izlediğimde bağımlılık yapmıştı ve 2 günde bitirdim. Welcome to the NHK!  10 üzerinden 10'u hak ediyor.

Eksantrik kapanış videosu

Friday, March 11, 2011

Anime Durum !

Bugün japonyada yaşanan felaket baya bi şok edici idi benim için, tamam gelişmiş ülke deprem ile yaşamaya alışmış insanlar ama o tsunami feci birşey, neyse bu tecrübeyi yaşayanlara geçmiş olsun.

Konuşmak istediğim son günlerde anime izlemekte bir durgunluk yaşıyorum, One Piece'te 200. bölümü geçtim ve biraz ara vermeyi düşünüyorum, böylece Ergo Proxy'ye başladım, karanlık atmosferi ve senaryosu tam bana göre ama quickwatch yapabileceğim bir anime değil, bu arada açılış çok güzelmiş video+şarkı Ergo Proxy'nin.

Belkide bulunduğum ruh halinden daha komik şeyler izlemek istiyorum, böylece tekrar One Piece'e dönüyorum ve komedi favorim Gintama'ya (<3 ftw). Eskiden heycanla Bleach izlerdim ama filler bölümler çekilmiyor, Manga'nın son 10 sayısı da sıkıcı. D. Gray-Man izlemeye de başladım ama bırakacam gibi, mangasını 16. volume'a kadar okumuştum o yüzden pek sarmıyor.

Son hafta Naruto'nun mangasına giriştim ve çok memnunum, şimdiye kadar küçümsemişim şinobileri, 3 büyüklerden (One Piece, Bleach, Naruto) favorim olma yolunda ilerliyor bi de devam ettiğim Berserk, Claymore, Psyren, Kurokami mangaları da var. Bir de iyi haber vereyim 2011'de Gintama tekrar başlıyor, altta fragmanını izleyebilirsiniz.

Wednesday, March 9, 2011

Basilisk

Basilisk izlediğim ilk animelerden ve doğrusu beni hayal kırıklığına uğrattı, yanlış anlaşılmasın Basiliskin mangasında çizimler süper ve detaylı, hikayesi de güzel ama Gonzo bence başarısız olmuş anime uyarlamasında, anime başlarda ilgi çekici olsa da ortalarda sıkıcı oldu ve beni yordu, bittirmek istediğim için iştahsız izliyordum bölümleri, neyse ki son 2-3 bölüm güzeldi ve durumu biraz kurtardı.

Hikaye Tokugawa şogunluğu döneminde geçiyor yanlış yapmıyorsam 1600'lü yıllarda. Birbirleriyle düşman olan Iga ve Kouga ninja klanları arasında kırılgan bir barış paktı yapılmıştır, ama klanlar birbirlerine nefret duymaktadır, bunun tersine Iga'nın varisi Oboro ve Kouga'nın varisi Gennosuke birbirlerine aşıktırlar ve evlenerek klanlar arasında barışı getirmek isterler, Herşey iyi yönde ilerlerken kötü haber şogunluk'tan gelir, şogunun veliahtını belirlemek için her iki klandan 10'ar ninja'nın ismi yazılır ve ölüm oyunu başlar, hayatta kalan klan yeni şogunu belirleyecek.

Kouga
IGA
Böylece iki klan arasında savaş tekrar başlar ve karşımızda süper güçlü 20 ninja belirir. Her ninjanın kendine öz bir tekniği vardır ve bu tekniklerin çoğu abartıya kaçmıştır. Bu noktada Basilisk'in büyük bir eksiği var 20 karakter olmasına rağmen çoğunun hikayesi işlenmiyor ve sadece intikamcı olarak sunuluyorlar. Basilisk'in en iyi öğe si ise müzikleri, açılış ve kapanış şarkıları çok güzel. Animasyon fena değil ama manga çizimleri daha iyi bu yüzden kendi fikrime göre manga tercih edilmeli. Puanım 5/10

Basilisk Açılış



Basilisk Kapanış